Balın Ustası, Çiçeklerin Hastası: BALARISI
BALIN USTASI, ÇİÇEKLERİN HASTASI: BALARISI
Kaynak: Dr. Fatih Dikmen
İstanbul Üniversitesi Biyoloji Bölümü, Öğr. Ü.
Güneş doğunca uçmaya ve o çiçek bu çiçek ayırmadan dolaşmaya başlayan arılar çok çalışkandır gerçekten. Ama kovandaki onca arı için, yavrular için zaten çok çalışmaları gerekir. Çünkü balın üretilmesi için çiçeklerdeki bal özünü toplamalıdırlar. Akşama kadar mavi peygamber çiçeğine, mor devedikenine, sarı papatyaya, beyaz kiraz çiçeğine ve daha bir sürü çiçeğe uğrayarak bal özü toplarlar. Peki, arılar çiçeklerden bal özünü nasıl toplarlar? Arının ağzında hortum veya pipet gibi bir dil bulunur. Bu dil sayesinde arı, üzerine konduğu çiçeğin bal özünü “hüp” diye içine çeker. Bal özü, arının midesinde toplanır. Ama arı bir gölgeye geçip de afiyetle bitirmez bunu. Gözü toktur arının. Hepsini doğruca kovana, yani evine getirir.
Kovanda petek denilen minik odacıklar bulunur. Arı, boş bir odacığa midesindeki bal özünü boşaltır. Sadece arıda bulunan, özel formüllü enzimler de bal özünün üstüne eklenir. Enzimler ve arıların kanat çırparak oluşturduğu havalandırma sayesinde bal özü kıvamını ve lezzetini bulmaya başlar. Nemini kaybedip gittikçe koyulaşır, sonunda bal olur. Bunu çayın demlenmesine benzetebilirsin. Ama çay dakikalar içinde demlenirken, bal özünün “bal”a dönüşümü günler ve geceler sürer. Bu süre sonunda, eskiden sadece tatlı olan bal özü artık kıvamlı, şifalı ve sağlıklı bir besine dönüşmüştür. Afiyet, bal, şeker, şifa olsun…
ARILAR SADECE BAL YAPMAZ, BİTKİLERİN TOZLAŞMASINA DA YARDIMCI OLUR
Arılar çiçeklerden polen diye bilinen çiçek tozlarını da toplarlar. Çünkü yavru arıların büyümesi için, bal ile birlikte polen yemeleri gerekmektedir. Neyse ki arının vücudu bunları toplamada hiç zorlanmaz. Çünkü bacakları suluboya fırçasına benzer kıllar taşır. Arı, çiçek üzerinde dolanırken minik polen tozları bu kıllara hemen yapışır. Böylece arı adeta toza toprağa bulanır. Arı, ön bacaklarını ve tükürüğünü kullanarak bu tozları birleştirir, polen topu haline getirir. Arı bu topları kovana taşımak için onları arka bacaklarına yapıştırır. Kovanda ise onları bal gibi peteklerde depolar.
Arılar, polen toplama sayesinde bal yapmanın dışında önemli bir işi daha yerine getirirler. Vücuduna yapışan polen tozları arı ile birlikte çiçekten çiçeğe dolaşır. Buna tozlaşma denir. Bu tozlaşma ile çiçekler arasında bir haberleşme gerçekleşir. Bu sayede de çiçek, meyveye dönüşme zamanının geldiğini anlar. Bu tıpkı tırtılın kelebeğe dönüşmesi gibidir. Çiçeğin meyveye dönüşmesi doğru zamanda gerçekleşince ortaya elma, armut, kiraz, salatalık gibi leziz meyveler ve sebzeler çıkar.
Meyve demek, çekirdek yani tohum demektir. Tohum olmadan, yeni nesiller dünyaya gelemez. Yeni nesiller olmadan çiçekler etrafa yayılıp çoğalamazlar. Yani arı, o minik polen tozlarını taşıyarak, tozlaşmaya, yani meyve oluşumuna yani çiçeklerin çoğalıp yayılmasına yardım etmiş olur. Düşünsene arılar çalışmasa, çiçekler meyve üretmese biz nereden bilecektik kirazı, çileği, domatesi, patlıcanı ve daha nice yiyeceği?
TÜRKİYE’NİN ARILARI
Arı denilince aklına sadece bal arısı mı geliyor? Oysa dünyada sadece bal arısı yaşamıyor. Tam 20 bin çeşit arı var. Bal arısı bunlardan sadece biri. Yani geri kalan 19.999 arı aslında ne bal arısına benziyor, ne de onun gibi kovanda yaşayıp bal üretiyor. Tek ortak noktaları ise polen toplayıp çiçeklerin tozlaşmasına yardımcı olmaları. İşte bu arılardan Türkiye’de yaklaşık 2000 çeşit var. Gel seninle bunların en sık rastlanılanlarına bir göz atalım:
Bal arısı
Bal arısının bilimsel ismi Apis mellifera. Türkiye’de hemen her bölgede yaşıyor bu arı. Arıcılık da bu arıyla yapılıyor. Bir kovanda on binlerce bal arısı bir arada yaşar. Bu kalabalık toplumda her bir bireyin bir görevi vardır ve hiçbiri görevini aksatmadan yapar. Bu düzeni kuran ve denetleyen kovanın kraliçesidir. Çalışanlar da işçi arılar…
Bombus Arısı
Biraz şişman, epey de tüylüdür vücutları. Bu haliyle tatlı ve sevimli görünürler. Vücutlarını kaplayan kürk farklı renklerde olabilmektedir. Kimileri sarı ve siyah, kimileri siyah ve kızıl, kimileri ise siyah ve beyaz şeritlidir. Bombuslar, bal arısı gibi koloni halinde yaşarlar. Ama bal arısından farklı olarak toprağa yuva yaparlar. Bu arılar domates seralarında, domates çiçeklerinin tozlaşmasına yardımcı olmaları için kullanılır. Onlar sayesinde leziz domatesler yeriz.
Marangoz Arısı
Görüp görebileceğin en büyük arılardan biridir. Bombus arısından biraz, bal arısından ise en az iki kat büyüktür. Vücudunun tamamı siyah renklidir. Çok yüksek sesli bir vızıltıyla uçar. “Marangoz” ismini, yuvasını odunu oyarak yapmasından alır. Anne arı yaşlı odunların, ağaçların ve elektrik direklerinin içine tünel kazarak yuva yapar.
Yaprak Kesen Arı
Görüntüsü bal arısı gibidir. Ama bal yapmaz. Ayrıca en önemli farkı polen toplama tüylerinin karnında olmasıdır. İsmini, anne arının ağzıyla yaprakları kesmesinden alır. Arı bu kesik yaprakları yuvasının duvarlarını yapmak için kullanır.
Toprak Arıları
Bazı arılar bal arılarından farklı olarak toprakta yuva yapar. Bu arılar genelde bal arısından küçük boyda ve kırmızı, siyah veya metalik yeşil renklerde olabilmektedir. Bal yapmaz ama polen topladığı için tozlaşmaya yardımcı olur.
Eşek Arısı
Eşek arısı aslında gerçek bir arı değildir. Yani ne bal yapar ne de polen toplar. Hatta etçildir. Diğer böcekleri ve örümcekleri avlar. Ama aynı bal arısı gibi koloni halinde yaşar. Vücudu genelde sarı-siyah renklerdedir. Piknikte veya balkonda salamına veya reçeline genelde bu arılar ortak olmaya çalışır.
Dr. Fatih Dikmen
İstanbul Üniversitesi Biyoloji Bölümü, Öğr. Ü.